Sadreddin Konevî, 605/1209 yılında Malatya’da doğdu. Babası Mecdüddin İshak b. Muhammed, Anadolu Selçuklu sultanı Gıyâseddin Keyhüsrev (ö. 607/1211) ve oğulları İzzeddin Keykâvus (ö. 616/1220) ve Alâeddin Keykûbad’a (ö. 634/1237) hocalık yapan ve idarî işlerde yardımcı olan etkili bir devlet adamıdır. Konevî babasının yakın çevresi veya himâyesinde bulunan bilginlerin gözetiminde eğitimine başladı. İlk hocalarından birisi kendisinden Kur’ân-ı Kerim’i de öğrendiği amcası Burhâneddin İsmâil b. Muhammed’dir. Kütüphanesindeki kitapların kıraat ve semâ kayıtlarındaki bilgiler göz önünde bulundurulduğunda Konevî’nin eğitiminde hadis ilmine ayırdığı mesai önemli bir yer tutmaktadır. Amcasından Silefî’nin (ö. 576/1180) el-Erbaûne’l-büldâniyye isimli kırk hadis kitabını, İbnü’l-Harrât’ın (ö. 582/1186) öğrencisi Ebü’l-Hasan Ali el-İskenderânî’den (624/1227 tarihinde) Ahkâmü’l-kübrâ fi’l-hadîs’i ve Kudâî’nin (ö. 454/1062) Şihâbü’l-ahbâr’ını, Şerefüddîn Ya’kûb b. Muhammed el-Mevsılî’den (643-644/1245-1246 yıllarında Kâhire’de) Mecdüddin İbnü’l-Esîr’in Câmiu’l-usûl’ünü ve Şemseddin Yusuf b. Halîl ed-Dımaşkî’den Ebû Nuaym’ın Hilyetü’l-Evliyâ’sını okudu. Sadreddin Konevî tasavvuf konusunda Evhadüddîn-i Kirmânî ve İbnü’l-Arabî’den istifade etti. Özellikle babası Mecdüddin İshak ile Mekke’de (600/1203) tanışan ve onunla birlikte Malatya’ya gelen İbnü’l-Arabî’den oldukça fazla etkilendi. Konevî ile İbnü’l-Arabî arasındaki hoca-talebe ilişkisinin yanında aralarında bir sıhriyyet bağının bulunduğu, İbnü’l-Arabî’nin Mecdüddin İshak’ın vefatı (618/1221) sonrasında Konevî’nin dul kalan annesiyle evlendiği şeklinde kaynaklarda çeşitli bilgiler mevcuttur. İbnü’l-Arabî’nin başta el-Fütûhâtü’l-Mekkiyye olmak üzere pek çok eserini kendisinden okudu. Evhadüddîn-i Kirmânî ile tanışıklığında ve yakın ilişkiler tesis etmesinde İbnü’l-Arabî’nin payı büyüktür. İbnü’l-Arabî’nin yönlendirmesiyle Sadreddin Konevî, Evhadüddîn-i Kirmânî ile birlikte hacca gitti (630/1233). Sadreddin Konevî ömrünün yaklaşık ilk yirmi yılını Malatya’da, gençlik ve orta yaşlılık dönemini (626-643/1228-1245) Anadolu dışında Mısır, Hicaz ve Suriye’de (çoğunlukla İbnü’l-Arabî’nin yanında), son otuz yılını da (643-673/1245-1274) Konya’da geçirdi. İbnü’l-Arabî’nin vefatı sonrasına rastlayan yıllarda Şam’dan Konya’ya gelen Konevî, Kutbüddin Şîrâzî ve Muhammed b. Ebû Bekir er-Râzî’nin de iştirak ettiği derslerinde Câmiu’l-usûl ve Ahkâmü’l-kübrâ fi’l-hadîs’i okuttu. Bununla beraber İbnü’l-Fârız’ın Kasîde-i Tâiyye’sini şerh ettiği (643/1245-46) derslerine eserleriyle tasavvuf ilmine büyük katkılar sunan Müeyyedüddîn-i Cendî, Fahreddîn-i Irâkî, Saîdüddin Fergânî ve Afifüddin Tilimsânî gibi önemli sûfîler katıldı. Ayrıca aralarında Mevlânâ, Kadı Sirâceddin el-Urmevî, Ahî Evrân, Sa’deddîn-i Hammûye, Mahmûd-ı Hayrânî gibi dönemin meşhur sûfîleri ve âlimlerinin de bulunduğu zevât ile yakın ilişkiler kurdu. 673/1274’te Konya’da vefat etti ve adına inşa edilmiş olan zâviyeye defnedildi.
Kayıt Sil
Seçili kayıt silinecektir, işlemi onaylıyor musunuz ?
Hesap Numaramız
T. Vakıflar Bankası Konya Şubesi
IBAN
TR33 0001 5001 5800 7292 3132 66
İnternet sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz ve internet sitemize yapacağınız ziyaretleri kişiselleştirebilmek için çerezlerden faydalanıyoruz.
Dilediğiniz halde çerez ayarlarınızı değiştirebilirsiniz. Detaylı bilgi için
tıklayınız